DOORSTEPPING

Zeynep ile tanışmamız pek tabi yaptığı birbirinden güzel seramikler ile oldu.

Ben o zamanlar Spontane'yi yapıyordum ve onu da davet etmiştim.

Birlikte iş yapmak kaderimizde yokmuş

ama birlikte uzun zamanlar geçirmek alnımızda yazılıymış :))

Pek çok kişi seramikleri gördüğü anda kim olduğunu anlamıştır.

Henüz tanışmamış olanlar var ise

işte tün seramiklerine buradan ulaşabilirsiniz;

Zeyn's Atelier 

Gelelim komik kısmına...

Zeynep'in ilk tutulduğum parçası ilk fotoğraftaki ayaklı sunumu idi.

Tabi benim için ismi "mini inek"idi!

Ona gözüm gibi bakarken Lal'in bir el darbesi ile

masadan yere uçup bacaksız kaldı.

Çoook üzüldüm...

Zeynep "Gelirken getir, yapıştıralım" dedi.

Gittiğimde de üzüldüğümü görünce

yine kendi yaptığı "tuzluk/karabiberlik"i hediye etti.

İkinci fotoğraftakine tarzı çok benziyordu.

Neyse benim de elimde karton bir alışveriş torbası vardı.

Onun içine usturuplu bir şekilde koydum.

Ne de olsa torba eve çıkacaktı.

Akşam eve dönerken, elimde bir sürü eşya vardı.

Dedim "Gereksizleri çöpe atayım, hepsini yukarı taşımayayım"

Nedense o karton torbanın gereksiz olduğuna kanaat getirmişim.

Kaldırdığım gibi çöp konteynerına fırlattım.

Ardımdan "BAM!" diye bir ses geldi.

Allah dedim, gitti güzelim tuzluk :(

 

Tam bir gerizekalı davranışı.

Bir yandan yine üzülüyorum, bir yandan Zeynep'e nasıl söyleyeceğim diyorum.

Aradan çok uzun süre geçtikten sonra söyleyebildim.

Çok şükür beni vurmadı :))

O zamandan beri her aldığım kırılacak, yok olacak diye elimi süremiyordum.

Lanet gibi :))

Bu yılbaşı en sevdiğim vazoları görünce dayanamadım, aldım.

Zeynep paketi deli sarar gibi sardı.

Ben sürekli kucağımda taşıdım falan.

Ama eve götürene kadar bir kalp çarpıntısı...

 

Neyse çok şükür sağsalim eve ulaştı.

Şimdi onu şu gördüğünüz kitaba yapıştıracağım :)))

Ne olur ne olmaz!

Bence Zeynep'in seramikleri sihirli kendi kendine hareket edebilir.

 #bemorepositivechallenge
İlgi duyduğum konuları düşündüm, hepsi ile ilgili zaten araştırma yaptığımı fark ettim.
O zaman sorun hayata geçirememek.
O noktada da devreye organize olmak geliyor.
Galiba bir sonraki challenge‘ın konusu belli oldu🤔

Bazı şeyler o kadar güzel denk geliyor ki,
 Bu sabah @eceloveslily ile DM’den yazıştık. 

Henüz daha günün görevini okumamıştım. 

Ece bana daha önce de önerdiği bir uygulamayı tekrar hatırlattı;
JouleBug

Geçen sefer seyahate çıkarken konuştuğumuz için tamamiyle unutmuşum🙇🏻‍♀️
Kısaca anlattıktan sonra hemen yükledim.
Özetle “sürdürülebilir yaşam” için sizi teşvik ediyor.
Her odadan çıkışta ışığı kapadığınızda, her kahvenizi termosunuza hazırlattığınızda,
dişinizi fırçalarken suyu kapattığınızda... uygulamada “buzz” butonuna tıklıyorsunuz.
Uygulama ile ilgili daha fazla bilgi için blog yazısı bu linkte!

Yukarıda bahsettiğim JeoleBug uygulamasından sonra
her gün 5dk. olsa dahi parkta zaman geçirmeye,
yakınsa bir yere yürüyerek gitmeye başladım.
Daha önce Walkinİzmir'de de #izmirparkta etiketi ile
mekanların yanında parklarda da zaman geçirmeyi öne çıkarmıştık.
Gerçekten şehrin içinde küçük bir parkta olsanızda
ağaç, gökyüzü, toprak, hayvanlar ve insanlara
bu noktadan bakmak daha gerçekçi ve durağan bir bakış açısı kazandırıyor.

Benim salonumda bir panom var.

Tam olarak bu iş için kullanıyorum.
Onu ayrıntılı olarak şurada yazmıştım.

Merak edenler oradan okuyabilir.


Önce mutlu eden parçalar ne diye düşündüm.
Çünkü mutlu eden parçaların hareketli, eğlenceli olması gerekiyormuş gibi geldi.
Sonra fark ettim ki "bağıra bağıra söylediğim" tüm şarkılar beni mutlu ediyor.
 İşte Spotify'da oluşturduğum ve hemen hemen her gün dinleyip,
yenilerini eklediğim playlistim; "Güne Alışırken"


Bugün tesadüfen uzun süredir görüşmediğim bir arkadaşım aradı.
Ben aramasam da kabul oluyordur herhalde değil mi?
Yeni bir başlangıç ile İstanbul'da bir eğitime başlamış.
"Tam sana göre, sen de gel" dedi.
Ben hiç gaza gelmeyen bir insan olarak bavulumuz hazırlamaya başladım :))
Yok mantıklı düşününce hazırlayamadım :)

 
Vallahi ne olursa olsun, bu görevi yapamayacağım :)))
Aşırı egodan korkuyorum!!!
Ama ne olabilir...
Sahip olduğum özellikleri listeleyebilirim pek tabi.
Dur bugünü o şekilde yapayım en iyisi.


Ben normalde böyle bir insan olduğum için
bu görevde ekstra bir çaba göstermeme gerek yok.
 İnsanlara müsaamam çok yüksektir çünkü bir şeyi kötülük yapmak için yaptıklarını düşünmem.
Hep "mutlaka bir sorunu, sıkıntısı vardır da ondan demiştir" diye düşünürüm.
Zararını görmedim mi?
Gördüm ama faydasını daha çok gördüm.
39 yıllık hayatımda toplasan 4 kişi.
Yani iyilik bulmaya devam :)


Geldik son güneeee...
Güzel geçti ama koca 30 gün!
Bugünde bahsedilen şeyi challenge'ın ilk günü söylemiştim aslında.
Her gün yaptığınız göreve önceki günü eklerseniz daha iyi olur diye.
Ve bunu yapmak hiç de zor değil.
Yapmayan varsa hadi son gün yapsın :)

Bu challenge faydalı oluyor mu? diye soranlar olmuştu.
Sen gerçekten özümseyip yaparsan tabiki faydalı.
Yok yarı yolda bırakacaksan,
veya gün kaçırdın diye devam etmeyeceksen
veya sadece challenge'ı tamamlamış olmak için yapacaksan
maalesef ki faydası olmaz.

Önce kendinizi hazır hissedin, gerçekten yapmak istiyorsanız başlayın.

 Sabah kalkıp, tuvalete koştuktan sonra aynaya bakıp

"Offf, yine çok güzelsin, acaba bugün yine hangi başarılı işlere imza atacaksın?!" 

diyen bir tip değilseniz,

sizin de "Dıştan İtmeli" bir motivasyona ihtiyacınız var demektir.

Bir de söyleyene sinir oluyorum :)))

Geçen kış Almanya'dan aldığım bu panoyu 

işte tam da bu iş için kullanıyorum.

Pinterest'de kendim için hazırladığım motivasyon sözleri panom; Words

kendim için sürekli beslediğim bir kaynak.

Panoyu açıp, o zamanki ruh halime uygun bir söz buluyorum.

 İngilizlerin nöbet değişim seremonisi gibi panoyu yeniliyorum :)

O pano gerçekten sindirilip görünmez olana kadar duvardaki yerinde duruyor.

Sizi motive edecek bir yazının evinizin, ofisinizin görünür bir yerinde olması

bilinçaltını mı etkiler, bilinç üstü bir noktaya mı hizmet eder bilemem ama

olumlu etkisi olduğu kesin.

Yapın, ne zararı olabilir?

Belki de benim için en önemli olan şey bu!

Çünkü yapmadım mı kendime çok kızıyorum. Hatta yapmamaya devam ettikçe kinleniyorum.

Kendi kendim ile kavga ediyorum.

Bu durumda pozitif olmak da na-mümkün oluyor.

 Sözünden dönen .... olsun!

Bunu İzmir'de yapmak çok kolay. 

Son yıllarda İzmir çok kalabalıklaşsa da, 

normal koşularda insanlar bire bir karşılaştıklarında yol veririr, 

selam verir veya tebessüm ederler. 

Başka şehirlerde nasıl olacağı ile ilgili çok net bir fikrim yok. 

Sizin deneyimlerinizi paylaşabilirim.

Bugün evde olduğum için deli gibi kendi kendime gülemedim tabi.

Ama uzun bir süredir, sinir olacağım çoğu şey için,

bunu yapan salakmış da ondan yapıyormuş gibi davranıyorum.

O da epey eğlenceli oluyor :))

Birkaç ay önce akupunktur için her zaman gittiğimden başka bir doktora gitmiştim.

Tüm vücut için akupunktur yapıyordu ve bunlar takılıyken 

yaklaşık 45dk -1 saat arası yatmanız gerekiyordu.

O esnada bir CD başlatıp odadan çıkıyordu.

İçinde olumlamaların olduğu, arkadan hafif bir müziğin eşlik ettiği bir kayıt.

Artık uyur musun, derin derin düşünür müsün gününe bağlı :)

Sonra konuşunca bu CD'yi kendinin hazırladığını öğrendim ve aldım.

Aslında yatmadan önce dinlenmesi gerekiyor.

Ama evde CD çalar olmadığı için ben arabada dinliyorum.

Kaza yaparsam aşırı olumluluktan olacak!

Velhasıl ben bazen 5dk.dan uzun yapıyorum.

Bugün şöyle bir acı gerçek ile karşılaştım ki;
hayatta karşılaştığım tüm zorlukları kendimin çıkardığını fark ettim :)))
"Hayatımdaki tek zorluk; KENDİM'im"

Yok, o kadar acımasız olmayacağım kendime
ama şöyle düşünüyorum;
İnsanlar kendi kişilikleri ve hayat görüşleri çerçevesinde
bazı davranışlar gösterirler
ve sonuçta da yaptıkları ile seni olumlu/suz etkilerler.

İşte bu noktada insanlara vermediğiniz tepkiler
sizin hayatınızı zorlaştırır.
Sevmediğin, hoşlanmadığın, seni rahatsız eden şeyler ile ilgili
karşıya bildirim verirsen zorluk diye bir şey de kalmaz.
(benim hayatım için bu iş böyle)


Çoğu zaman hayat enerjim içimden çekilmiş gibi hissediyorum.
Tabi bunda yaş-çocuk-iş-aile sorumluluklarının yarattığı yoğunluğun da etkisi büyük.
Ondan pazar günü evdeyken en neşe dolan aktivitem
arka arkaya sevdiğim dizilerin bölümlerini izlemek olurdu.
Ben de öyle yaptım. Tabi bir yandan da ütü yapıyordum :))


3 hafta bitti be, bu da bir şey!

Daha olumlu olma challenge'nın ikinci haftasına hastalık ile başlayınca

devam etmek de kolay olmadı.

Yine de bırakmadım,

işte özet aşağıda;

Şimdiiii, bu değerler konusuna ben iki şekilde yaklaştım.

Birincisi sahip olduğum özellikler,

ikincisi benim için değerli olan şeyler.

Her iki yaklaşımda da ortaya 

kendin ve hayatın ile ilgili muazzam veriler çıkıyor.

Kendini iyi hissetmek, önceliklerini belirlemek,

hayatına yön vermek gibi olumlu etkileri oluyor.

Hiçbir günü yapmasanız da bugünü mutlaka yapın.

Eskiden bir çizgi film vardı. 

Karakter sinirlenince sakinleşmek için 10’a kadar sayardı. 

Sonuçta sinirliyken sakın sakin saymak için "1" diyip nefes alıyorsun, 

"2" diyip tekrar alıyorsun, nefes almadan öyle 

haldur huldur sayılmıyor arka arkaya😂 

Bir süre bunu yapmaya çalışmıştım, sonra unuttum gitti. 

Bugün bana direk onu hatırlattı; 

İlk bilinçli nefeste dahi yenilenmeyi hissediyorsunuz. 

Daha önce Nefes Koçu Yelda Erinç ile nefes çalışması yapmıştık .

 Bilimsel açıklamasını merak edip sordum o gün.

Ondan da  sakinleşmek için nefes taktikleri geldi.

Onu bir başka postta anlatayım, burası çok dolmasın.

Gelelelim zirzopluğa,

endorfini salgılatmak için enerji sarfetmek gerekiyorsa

ben bunu dans ile yaparım.

Zaten ritim duyunca kıpraşan biriyim.

Hiçbir yerim oynamasa kafam oynar :))

Tabi çocuklu insan olmanın yorgunluğu ile

kıpraşma dışardan fark edilmeyecek titreşimlere inmiş olabilir :))

Şimdi özellikle evde reklam müziğini bile duysam

(özellikle Lal evdeyken yerimden kalkıyorum)

benim o enerjim Lal'e de yansıyor, o da fırlıyor.

Sonuçta gülen suratlar ile evin enerjisi değişiyor.

Yapın!

Bugün yine ruhen yorgun bir günümdeydim.

Öğleden sonra arkadaşlarım ile buluşmuştum.

Akşam Instagram'a "amaaan bugün de kimseye iyilik yapamadım" diye

yazdım, akabinde Seda "bana yaptın ya" diye geri döndü.

O kadar iyi bir insanım ki iyilik yaptığımı fark etmiyorum :)))

Bugünün görevini ben bir gün önce yapmış oldum.

2 Seda ile buluşmak için geçen haftadan plan yapmıştık.

Biz o gün sohbet ederken biraz fazla eskilere gitmiş olabiliriz.

Bize gelen genlerin nereden geldiğine kadar girdik :))

Dün  sosyal medyada beni çıkmaza sokan bir konuda 

bir çözüm yolu öğrendim.

Akabinde blogda uzun süredir sıkıntı vardı, 

onu çözebilecek birinekonuyu ayak üstü sordum. 

5 dakikada çözdü ve benim nasıl yapacağımı da gösterdi.

Birkaç gün önce Nazey bir uygulama ile ilgili fotoğraf çıkmazımı çözecek bir yol göstermişti.

Cuma günü itibari ile hepsine dua ettim, 

her kullandığımda etmeye devam ederim ben:)))

Bugünün görevi ile ilgili bana kafa göz girebilecek 

tek insan olarak Ahmet'e başvurdum :) 

Tabi ilk başta sinirin bozuluyor.

Ama zorlarsan hak verme, kabul etme kısmına geçebiliyorsun.

Ohhh çok şükür ikinci hafta da bitti!!!

Be more positive challenge'ı siz de yapmak isterseniz tüm liste burada!

İlk hafta nasıl geçti derseniz post burada.

Biliyorsunuz Eylül'ün 17'sinde hayırlı bir iş için challenge'a başlamıştım;

"Be More Positive Challenge"

İlk haftayı hemen özet geçeyim;

Benim olumsuzluklar tabi sabahtan başladı. Lâl yeni sınıfına uyum sağlayabilecek mi? 

Sabahtan başlayarak iş, ev ile, (Ahmet hastalandı) onun hali ile ilgili türlü türlü senaryolar. 

Elimde değil aklımdan geçiveriyor. 

Sadece bu sefer, aklıma geldiğinde durdurup, 

en iyi ne olabileceğini sözlü olarak söyledim. 

Tabi o kadar olumsuz bir insan olunca, 

söyleyecek olumlu bir şey bulmak çok zor oluyor. 

Olsun yapabildiğim kadarı ile yaptım. 

Eskiden "of olmuyor ya" diye bırakıyordum.

Böyle üstüne gide gide düzelecek💪

Aslındaki şu anki hayatımdan çok da ekstra bir hayalim yok.

Tek hayalim düzeni çok kolay bir şekilde sağlayacak

beyin berraklığına ulaşmak olabilir :)))
 Sabah rahat etmem için ne yapmalıyım,
iş ile ilgili gidişat nasıl olmalı gibi konularda adımlar oluşunca
insan rahatlıyor. O yetişememe, yapamama korkusu ortadan kalkıyor.


Bugün tesadüfen Originn'e İzmirAnneleri Sibel geldi.
Sohbet sohbeti açtı...
Uzun süre karşılaşmayınca mevzuu uzuyor :)

 

#bemorepositive challenge'ın 4.günü aslında çok yorgun olduğum bir güne denk gelmişti.

Ama o gün gerçekleştirdiğim toplantılar sayesinde. İki değerli insan ile tanıştım. 

Onlarla veya sayelerinde yeni projelere adım attım.Üçüncü olarak da 

ev düzen ve temizliğini olumsuz etkileyen, çözülebilecek konular için 

yapılabilecekleri belirleyip harekete geçtim💪 

Ve çok yorgun ama mutlu bir şekilde günü bitirdim..Zzzz... 

Bazı sözcükler yerli yersiz kullanılınca değersizleştiği için 
“olumlama” yerine başka bir şey bulayım dedim, bulamadım🤔 
Bir şekilde mantra veya zikirin karşılığı gibi. 
Kendin ve hayatın ile ilgili olumlu cümleler kurup, 
aklına geldikçe tekrarlama hali yani...
Bulmakta zorlanıyorsanız, benden size bir kaç örnek;
- Bugün kendimi çok iyi hissediyorum.
- Sahip olduklarımın değerini biliyor ve şükrediyorum.
- İyi şeyler düşünüyorum, iyi şeyler oluyor.
Benim kendime seçtiğim ise “Öncelikler listemde kendim ve sağlığım birinci sırada”idi.

Bugünün görevi benim için çok kolaydı.
Herkesin başarılı olduğu özelliklerini,
takdir ettiğim yaklaşımlarını defalarca onlara söylediğim için
zaten sohbetimin doğal akışı :)
Ha, karşıdakinin özellikle iltifat beklediğini
veya takdir edilmek istediğini anlarsam da
domuz kesilirim o da ayrı konu o_O 

Ya şimdi böyle yazınca da söylenecek bir şey kalmıyor :)))
Baya iyi yön var.
En başında hepimiz sağlıklıyız.
Bu bile yeter aslında!
 

Not : Bu tür alışkanlığa dayalı challengelarda,
her gün bir önceki günün üstüne koyarak devam etmeli.
Yoksa 30gün biter ve hiçbir değişiklik olmaz 🙅‍♀️
Yani bugünün görevini, her gün yapmaya çalışmak lazım.

Arkadaşlar arasında “eğlenceli” olarak tanımlanabilir bir karakter olmama rağmen, 

özümde aslında çok “karamsar” bir insanımdır🖤 

Aslında eğlendiren konuşmaların hepsi

 “olumsuz” durumlar üstüne yaptığım komikliklerdir😱 

Esas yorucu kısmı ise biri ile konuşurken, 

bulunduğumuz ortam ile ilgili felaketler aklıma gelir, 

hatta gelmek ile kalmaz resmen yaşarım⚡️

Onunla konuşurken arkasındaki bina çöker, araba birine çarpar...

türlü türlü şeyleri kurar, yaşarım ve konuştuğum kişinin de asla haberi olmaz😂😂😂 

Neyse manyaklığımı törpülemek için 30 günlük “Be More Positive” challenge’ı buldum. 

17.09 itibari ile "Daha Olumlu Olma Meydan Okuması"na başlıyorum💪🏻 

Bu challenge'ı Pinterest'te olumlama turundayken buldum.

LesNaly isimli bloga ait bu liste çok keyifli geldi.

Belki başkaları da yapmak ister diye listeyi Türkçe'ye de çevirdim, 

aşağıda bulabilirsiniz.

Başlamadan önce bir tavsiyem var;

Bu tür alışkanlığa dayalı challengelarda, 

her gün bir önceki günün üstüne koyarak devam etmek gerekiyor. 

Yoksa 30 gün biter ve hayatımızda hiçbir değişiklik olmaz 🙅‍♀️

 Yani bugünün görevini, her gün yapmaya çalışmak lazım.

 

Gün 1: Düşündüğün her olumsuz senaryo için, olabilecek en iyi şeyi hayal et.

Gün 2: Hayalinizdeki yaşamı düşünmek için 5 dakika ayırın. 

Bu hayata ulaşmak için yapmanız gerekenleri adım adım yazın.

Gün 3: Hayran olduğunuz/beğendiğiniz biri ile veya sadece karşılaştığınız biri ile öğle yemeği yiyin.

Gün 4: Hayatınızdaki olumsuzluklardan kurtulmak için 3 şey yapın. 

Negatif duyguları takip etmeyi bırakın.

Olumsuz etkileyenleri sosyal medyadan takip etmeyi bırakın, 

bazı uygulamaları silin...

Gün 5: Bugün için bir olumlama(mantra, zikir) belirleyin. 

/ Bulmakta zorlanıyorsanız, işte size bir kaç örnek;

-  Bugün kendimi çok iyi hissediyorum.

- Sahip olduklarımın değerini biliyor ve şükrediyorum.

- İyi şeyler düşünüyorum, iyi şeyler oluyor.

Gün 6: 3 kişiye gerçek bir anlamda iltifat edin.

Gün 7: Bugün metro beklerken, sıkışık trafikte öylesine dururken 

hayatınızın en iyi yönlerini düşünün.

Gün 8: Değerlerinizi yazmak için bir kaç dakika ayırın. 

Hayatta sizin için önemli olan şeyler nedir?

Gün 9: Ne zaman kendinize ayıracak 1 dakikanız olsa 

oksijen akışını sağlamak için 3 derin nefes alın. 

Gün 10: Dans edin, koşun, zıplayın ve mutluluk hormonlarından biri olan 

endorfinin salgılanması için bunları en az 5 dakika yapın.

 

Gün 11: Beklenmedik bir şekilde birine iyi bir şey yapın. 

Desteğe ihtiyacı olan biri için gözünüzü açık tutun.

Gün 12: 2 arkadaşınız ile eski günler ve anılarınız üstüne konuşun. 

/ Eski arkadaşlarınız  ile buluşmak için harika bir neden.

Gün 13: Bugün birinden yeni bir şey öğrenin.  

/ Etrafınızda kimse yoksa TEDx konuşmalarından birini dinleyin.

Gün 14: "Diğer insanların görüşleri, onlar hakkında senden daha fazla şey söyler" bunu unutma ve bir olumlama olarak kullan.  

Gün 15: Kendinize verdiğiniz sözleri turun. Her gün hedeflerinize ulaşmak için en az 1 şey yaptığınızdan emin olun.

Gün 16: Bugün karşılaştığınız herkes ile göz teması kurup, gülümseyin. Ekstradan "merhaba" derseniz de fena olmaz. / Bunu İzmir'de yapmak çok kolay. Son yıllarda İzmir çok kalabalıklaşsa da, normal koşularda insanlar bire bir karşılaştıklarında yol veririr, selam verir veya tebessüm ederler. Başka şehirlerde nasıl olacağı ile ilgili çok net bir fikrim yok. Sizin deneyimlerinizi paylaşabilirim.

 

Gün 17: Bugün hiçbir sebep olmadan gülün. 

Aptalca şeylere, sinir bozucu şeylere gülün ve yolunuza devam edin. Hayat gülünce daha eğlenceli.

Gün 18: Sadece 5 dakika meditasyon yapın.

Gün 19: Şu anda karşılaştığınız zorluklardan neler öğrenebileceğinizi düşünün. 

Bu zorluklar size ne öğretiyor.

Gün 20: Bugün sahip olduğunuz olumsuz düşünceleri sorgulayın. Tam tersi doğru olabilir mi?

Gün 21: Kalbinizi neşe ile dolduracak basit 1 şey yapın;

boyama, bisiklet sürme, arabada şarkı söyleme, ne olursa olsun!

Gün 22: Sizin için önemli olan bir mesele hakkında daha fazla bilgi toplamaya çalışın. 

Bu mesele ile ilgili neler yapabileceğinizi beyin fırtınası yapın.

Gün 23: Akışınızı pozitiflik ile doldurun. Size ilham veren kişi veya kuruluşları takip edin.

Gün 24: Yürüyüşe çıkın ve çevrenizde varolan dünyaya hayran olun.

Gün 25: Pozitif, motivasyon cümleleri bastırın ve evinizde sürekli görebileceğiniz yerlere asın. 

Evde ayna, işte çalışma masası.

Gün 26: Sizi mutlu eden parçalardan oluşan bir playlist oluşturun.

Gün 27: Uzun süredir görüşmediğiniz birini arayın.

Gün 28: Kendinize bir aşk mektubu yazın :)) 

Ne kadar harika bir insan olduğunuza dair ağdalı cümleler de olabilir. ;)

Gün 29: Her insandaki iyiliği bulmaya çalışın. 

Gerçekten layık gördüklerinize iltifat edin.

Gün 30: Bu challenge'ın kaç maddesini bir günde tamamlayabilirsiniz? 

Hadi bugün deneyin.

Not: Italik yazılar benim yorumlarım :)

30 günü tamamladığınızda,

başladığınız noktadan biraz da olsun farklı bir noktadaysanız;

BU MUTLU OLMAK İÇİN YETERLİ!

Bu sene yılbaşı hediyelerini kendim paketlemek istiyorum.
Umarım hayallerde kalmaz,
çünkü epey araştırma yaptım.
Neler almam ve toplamam gerektiğini çıkardım.

Tabi yola çıkış için ilhamım Pinterest'deki sayısız örnekti.
Siyah-beyaz tema üstünden paket hazırlayanlar,
topladıkları bitkiler ile süsleme yapanlar,
hatta doğal malzemeler ile kumaşı boyayıp,
o kumaş ile paketleme yapanlar. 

Onlar kadar başarılı olur muyum bilmem ama
elimden geleni yapacağım.

Siz de kendi hediye paketlerinizi yapmak isterseniz,
görsellerde bir kaç örnek görebilirsiniz.

Daha fazlası Pinterest'deki "New Year Gift Wrapping"panomda,
oraya da buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Üniversite'den ilk mezun olduğum yıl, 

iş arama sürecinde Karşıyaka'da 

bir seramik kursuna başlamıştım. 

Bu bir aylık birebir bir dersti. 

Sonuncunda bir kaç teknik öğrenip, 

kırmızı çamurdan bir kaç vazo ile 

ayı tamamlamıştım.

Ve bu hafta en sevdiğim şeylerden 

biri ile uğraşmaya başladım.

Geçtiğimiz kış boyunca Yeşilova Höyüğü'nün

sosyal medyasını yürüttüğüm için

oradan da Aslıhan Erdur hocamı tanıyordum,

derslerine girip çıkmıştım ama

bu yola 3 ay boyunca baş koymak başka bir şey.

Artık çok mutluyum.

Hatta teknikleri öğrenirken bu hafta 

Minik bir fincan ve tealightlık(?!) bile yaptım☺️

Gelişmeleri aktaracağım :)

22. Gün: Rahatlatıcı bir uykuya geçiş rutini yaratın 

Uyku kalitesini ve enerji seviyesini arttırmak için gün sonunda kendinize dinlenmek için zaman ayırın. 

Uzun uzadıya bir zaman olarak düşünmeyin. 

Birkaç sayfa kitap okuyacak, bir şeyler içecek yada yarına hazırlık yapılacak kadar. 

Bugün deneyin!

23. Gün: Makyajsız gün 

Bugün ne makyaj yapın ne de bakım kremleri uygulayın. 

Fark edeceksiniz ki bazı ihtiyacınız olduğunu düşündüğünüz ürünler aslında gereksiz. 

Belki günlük rutininizde bu sayede küçük değişiklikler yapabilirsiniz.

24. Gün: Şükran duyun 

Sade yaşamak, minimalist olmak, her şeyden önce, 

hayatınızın bir parçası olan küçük (ve büyük) şeyleri önemsemek ve takdir etmekle ilgilidir. 

Bugünkü göreviniz: Hayatta minnettar olduğunuz her şeyin (ve herkesin) uzun bir listesini yazmak.

25. Gün: Bütün bir günü plan yapmadan geçirin 

Burada şair "bizim kültürümüzde plan yapmadan bir gün geçirmek korku filmi gibidir" diyor. 

Bizde öyle bir durum yok, yardırın gitsin😂😂😂

26. Gün: Sizi strese sokan tetikleyicileri bulun

Günlük stresinizi azaltmak için ilk yapmanız gereken şey, kişisel stres tetikleyicilerinizi bulmaktır. 

Bir hafta boyunca stres düzeylerinizi ve faaliyetlerinizi not alın. 

Tetikleyicilerinizi belirledikten sonra, bir daha karşılaştığınızda, 

nasıl önleyebileceğiniz veya nasıl davranacağınız hakkında düşünün, 

bulduğunuz çözümü uygulayın.

27. Gün: Evin en karışık çekmecesini elden geçirin

Evin en karışık çekmecesini / kutusunu / köşesini (artık neresi ise) boşaltın ve elden geçirin. 

Duygusal olarak bağlı olduğunuz ama asla bakmadığınız bir yerde duran eşyalar ile bağınızı koparın. 

İşte bu gerçek terapi!

28. Gün: Hedeflerinizi doğru belirleyin.

Hedeflerini gerçekleştirmenin anahtarı, doğru hedefleri ilk sıraya koyabilmektir. 

İstediğinizi sandığınız şeyleri takip etmek yerine, sizi gerçekten mutlu eden şeyleri ortaya çıkarın. 

Bir anlamı olmayan hedeflerin peşinden gitmeyi bırakın. 

Bugün bunun için güzel bir başlangıç!

29. Gün: Bildirimlerinizi kapatın

Bildirimleri kapatınca göreceksiniz ki iş akışınız daha aktif olacak. Sadece bugün için tüm bildirimleri kapatın, kontrol etmek için zamanlar belirleyin.

30. Gün: Son 5 alışverişinizi gözden geçirin

Daha basit yaşamanın anahtarı, daha etik kurallar çerçevesinde ve tüketim çılgınlığına düşmeden harcama alışkanlıklarınızı düzenlemektir. Bugün son beş öenmli olmayan satın almanızı değerlendirin. Gelecekteki satınalma kararlarınızı nasıl daha faydalı hale getirebilirsiniz?

Sadeleşme serüveni nasıl başladı? ve 1.Hafta
Minimalism Challenge da 2.Hafta
Minimalism Challenda 3.Hafta