Hayat ve Lal

Umutsuzluğa düşmeden, karamsar düşüncüler içinde boğulmadan,
yanı başımızdaki acılara bir parçamızı vermeden
geçen günümüz kalmadı.

Eskiden(lise-ünv dönemi) gelecek ile ilgili kaygı duyardık.
Ekonomik kriz içinde iş bulma, para kazanma ile ilgili kaygılardı. 
Terör çocukluktan beri hayatımızın içindeydi,
gazeteciler öldürülürdü, faili meçhul cinayetler
gözümüzün önünde yaşanır ve öyle kalırdı.


Ya şimdi, aradan yıllar yıllar geçti.
Biz daha da büyüdük.
Çalıştık, evlendik, çocuk sahibi olduk.

Sonrası
 "telli turna"nın hard core versiyonu!

Biz büyüdük ve kirlendi dünya!


Şimdi 5 yaşındaki kızım ile her sabah,
yarın ne olacağını bilmediğim bir dünyaya uyanıyorum.
Terör daha da acımasız (evet, daha da)
her şey mantıktan daha da uzak...

Ben bu postu hazırlarken aslında 
Lal'in doğum gününden bahsedecektim...
Karamsarlık içimize öyle yerleşti ki 
ne kadar mutlu rolü yapmaya çalışsak da 
bir sis gibi her yeri sarıyor.
Bu postu da sardı :(



Not: Evet, şimdi "Lal 5 oldu!" başlığını değiştirmem
ve başka fotoğraflar bulmam lazım.

Neyse bulduklarım öyle gözükmese de
aslında tam da yazıyı temsil ediyor;
Kabusun içinde yaşayıp mutlu rolü yapmak.

15 Temmuz'dan 2 hafta sonra, 
 Lal ile Çeşme'ye annemlerin yanına gittik.
Çok seri şekilde depresyona giren insan olarak
o geceden sonraki halimi anlatmama gerek yok.
Çeşme'ye gelince fark ettim ki, şehrin kasveti burada yok,
ve hayat devam ediyor.

Sonuç olarak;

"Hayat kısa,
kuşlar uçuyor."

                          Cemal Süreyya






Doorstepping

Hiç yorum yok:

Instagram